Çocukluğundan beri judo ile ilgilenen Tuncer, geçirdiği sakatlık sonrası hakemliğe yöneldiğini belirtiyor. Aynı zamanda babasının mesleği olan aşçılığa duyduğu ilgiyle bir restoran işletmeye başlayan Tuncer, sabahın erken saatlerinde mutfağı açarken akşamları valiziyle maçlara gidiyor. Hem spor hem de işletmecilik kariyerinde hedeflerini yüksek tutan Tuncer, “Eskişehir’de ve dünyada bir marka oluşturmayı amaçlıyorum” diyor.
"Çalışmak Bana Güç Veriyor"
Tuncer, her iki işi bir arada yürütmenin yorucu olduğunu kabul etse de bu zorluğun ona enerji verdiğini dile getiriyor:
“Fiziksel olarak yorulsam da yaptığım işlerin beni mutlu ettiğini hissediyorum. Hakemlikte uluslararası düzeyde başarı elde etmek ve olimpiyatlarda maç yönetmek en büyük hayalim. İşletmemde ise kadın istihdamını artırarak tamamen kadınların çalıştığı bir ekip oluşturmayı hedefliyorum. Kadınların gücünü ve başarısını herkese göstermek istiyorum.”
"Kadınlar Cesaretli Olmalı"
Tuncer, iki işi bir arada yürütmesi nedeniyle insanların sıklıkla şaşkınlıkla yaklaştığını belirtiyor. Zaman yönetimini etkili bir şekilde yaparak hem maçlarını hem de işletmesini başarıyla sürdürüyor. Kadınlara cesaretli olmaları ve risk alarak hayallerinin peşinden gitmeleri gerektiğini şu sözlerle ifade ediyor:
“Cesaret ve özgüven olmadan bir şey başarmak çok zor. Sevdiğiniz işi yapıyorsanız, tüm zorluklara rağmen bu size mutluluk verir. Hakemlikte mindere çıktığınızda yalnızsınız ama o sorumluluk ve başarı hissi her şeye değer.”
Rahşan Tuncer, sadece kendisi için değil, aynı zamanda çevresindeki kadınlara da ilham olmayı sürdürüyor. Hem minderde hem de mutfakta başarıdan başarıya koşarak, güçlü bir kadının neler başarabileceğini herkese kanıtlıyor.