Dr. Kaplan, doğumun kendiliğinden başlayıp devam etmesinin, hem anne hem de bebek için çok önemli olduğunu vurgulayarak, sezaryenin tıbbi zorunluluk durumunda başvurulması gereken bir yöntem olduğunu belirtti.
Doğumun, gebeliğin 37 ila 42. haftaları arasında herhangi bir günde başlayabileceğini söyleyen Dr. Kaplan, “Doğumun kendiliğinden başlamasına izin verilmesi, doğumun kolay ilerlemesini sağlar. 37. haftadan sonra bebekler anatomik olarak gelişimini tamamlar. 40. haftada ise artan riskler aileye anlatılır ve doğum takibi sıklaştırılır. Zorunlu durumlarda ise sezaryen yapılabilir” dedi. Beklemeyi tercih eden ailelerin takibinin artırılacağını ancak vajinal doğum için tetikleyici uygulamalarla müdahale edilebileceğini belirtti. Ancak doğum eylemi kendiliğinden başladığında daha kolay ilerlediğine dikkat çekti.
Doğumun Belirtileri
Doğum sürecinin üç ana belirtisi olduğunu belirten Dr. Kaplan, ilki olan kasılmaların rahmin doğuma hazırlık kasılmaları olduğunu söyledi. Gerçek doğum kasılmalarının giderek artan sıklık ve yoğunlukla devam ettiğini ve mutlaka doktora haber verilmesi gerektiğini vurguladı. İkinci belirti olarak suyun gelmesinin doğumun başladığının göstergesi olduğunu ifade eden Dr. Kaplan, suyun gelmesinin ardından 24-36 saat içinde doğum olmazsa enfeksiyon riskinin oluşabileceğini söyledi. Üçüncü belirti olarak nişanın, yani beyaz ya da pembe renkli jöle kıvamındaki akıntının doğumun habercisi olduğunu belirtti.
Bebek Hareketleri ve Kasılmalar
Son haftalarda bebeklerin hareketlerinin azalabileceğini söyleyen Dr. Kaplan, eğer 2 saat boyunca bebek hareket etmezse doktora başvurulması gerektiğini belirtti. Kasılmaların kendiliğinden başladığı durumlarda, müdahalelerle doğumu başlatmak, anneye ağrı artışı ve bebeğin stres yaşaması gibi olumsuz sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Bu sebeple, anneye doğum sırasında destek verilmesi gerektiğini vurguladı.
Doğumda Anneye Kolaylık Sağlayan Pozisyonlar
Dr. Kaplan, doğum sürecinde annenin dikey pozisyonlarda olmasının, yerçekimi yardımıyla bebeğin daha kolay itilmesini sağladığını belirtti. Çömelme, diz dirsek gibi pozisyonların doğumda kolaylık sağlayacağını ifade etti. Ayrıca, ıkınma teknikleri, sıcak kompres ve perine masajı gibi uygulamaların doğumda kesi ihtiyacını azaltabileceğini söyledi.
Emzirme ve Anne-Bebek Bağlantısı
Dr. Kaplan, doğum sonrasında anne ve bebeğin ilk bir saat boyunca ayrılmaması gerektiğini belirterek, doğumhanede ilk emzirmenin başlatılmasının süt üretimini artırmada etkili olduğunu vurguladı. Ten tene temasın, anne-bebek bağını güçlendirdiğini, bebeğin bağışıklığını desteklediğini ve emme refleksinin gelişmesine yardımcı olduğunu söyledi. Kordonun mümkünse geç kesilmesi gerektiğini de ekledi.
Dr. Kaplan, doğal doğum sürecinin hem anne hem de bebek için daha sağlıklı olduğunu ve tıbbi müdahale gerektirmeyen gebeliklerde, annelerin çoğunun doğumlarını doğal yollarla gerçekleştirmesinin en sağlıklı seçenek olduğunu ifade etti.