Eskişehir, seramik üzerine yapılan el işçiliğiyle işlenen renkli ve parlak desenlerin oluşturulduğu çini sanatıyla bilinen önemli bir üretim merkezi olarak öne çıkıyor. Bölgenin kültürel mirasında büyük bir yer tutan çini sanatı, Tarihi Odunpazarı Evleri’ndeki sanatçılar tarafından günümüzde de yaşatılmaya devam ediliyor. Uzun yıllardır el sanatlarıyla ilgilenen Serpil Işık, çini üretim sürecini anlatırken, “Doğaçlama bir şekilde modellediğim seramikler, bin 50 derecede fırına atılıyor ve vitrine uzanan yolculukları yaklaşık olarak 75 saat sürüyor” dedi. Osmanlı dönemine dayanan köklü bir geçmişe sahip çini sanatının günümüzde kaybolmaya yüz tuttuğuna dikkat çeken Işık, bu önemli mirasın nesilden nesile aktarılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Işık, el sanatlarının ilkokuldan itibaren ders olarak verilmesini ve bu konuda yetkililerin daha fazla destek sağlamasını önerdi.
"Bir Fırın Ürünü 25 + 60 Saatte Vitrine Ulaşır"
Çini sanatçısı Serpil Işık, üretim sürecini detaylarıyla şu şekilde açıkladı: "Normalde kil ve toz halinde aldığımız malzemeyi, kovada kırıp pasta gibi kalıplara döküyoruz. Yarım saat sonra kalıptan çıkarıp 3 gün bekletiyoruz. Kuruduktan sonra rötuşlayıp, bin 50 derecede fırınlıyoruz. Fırınlama işlemi yaklaşık 4 buçuk saat sürüyor. Şalter attıktan sonra ürüne 30 saat dokunmuyoruz. Bu, sadece ilk beyazlama aşaması. Ardından zımparayla tozunu aldıktan sonra modelleme aşamasına geçiyoruz. Ben doğaçlama çalışıyorum, bu yüzden ürettiğim her ürünün bir örneği yok. Sonrasında sırlama işlemi başlıyor. Cam tozu aşamasında, hangi renk cam tozunu fırınlarsak, o renkle pişiyor. Örneğin, turkuaz kullanırsak turkuaz olur. Bir fırın ürünümüz, 25 + 60 saatte ancak vitrine geçebiliyor” dedi.
"El Sanatları İlkokulda Ders Olarak Verilmeli"
Işık, sanatlarının kaybolmaya yüz tutmuş el sanatları arasında yer aldığını belirterek, "Çini ve seramik işçiliği gibi sanatlar, öğretilebilen mesleklerdir ve kaybolmamaları gereken kültürlerimiz arasında yer alıyor. Bu sanatların nesilden nesile aktarılması gerekir. El sanatları alanındaki etkinlik atölyelerinin arttırılması önemli. Etkinlikler, ilkokullarda dahi başlatılabilir. Lületaşı, cam, ebru ve çini gibi sanatların ilkokuldan itibaren ders olarak verilmesini tavsiye ediyorum. Eğer ilgililer bu konuda yardımcı olursa, çocuklarımızın yetenekleri küçük yaşta fark edilir ve onları ilgili mesleklere yönlendirebiliriz” dedi.